Sırılsıklam Bir Ayrılık

Senden sonra senin için yazdığımı farkedişimin üzerinden çok değil yıllar geçmiş sadece bu aralar farkettim. Ve ben yazdığım günden beridir eritiyorum gözyaşlarımı dirseğimin bir yanına.
Farkına vararak ölüyorum yalnızlığımın kuytu köşelerinde. Hani gitmeyecektin cümlelerini kurup ağlamaktan yoruldum ben. Fakat nemli bir kalp seninki. Yarama bile iyi gelmedi resimlerin.
Siyah beyaz bir düş gibiydi geçmiş zaman. Yoksullukla mücadele eden bir beden taşıdığımın farkındayım oysa senin yokluğunun fakirliğini yaşıyorum ben. Ne olur anla uzaklara aşık bu bedenimi.
Can derdin de değilim ben sen derdindeyim.
Ve sen bunun bile farkedemeyişinin farkında değilsin ya da farketmezlikten geliyorsun.
 Korkma gel dersem gelebilecekmisin? Konabilecekmisin uçsuz bucaksız kalbimin kurumuş dallarına
bir kuş misali. Işıl ışıl gökyüzümü parlatsan gümüşten yapılmış bir mum gibi.
Beyaz bir düş değildi bana ait olan yaşantılar. Siyah bir kalem ve beyaz bir hayalden oluşuyordu düşlerim.
Rengarenk düşler gelmedi daha bana. Düşlerimi renklendirecek bir yağmur yağmadı daha saçlarımın her ucuna.
Ve sen kadın saçlarını dalgarın esiri ediyormusun şimdilerde.
Rüzgar seninde saçından bir tel koparıp bana getiriyor mu filmlerdeki gibi. Yada nefesinden bir avuç alıp bana getiriyor mu rüzgar?
Tenin sımsıkı sarılıyor mu rüzgarın
uğultusuna. Boğulmak gibi bir his oluyor mu sende de çiçeklerin arasında.
Gökyüzüne fırlatsan avuç avuç kum tanelerini ve gözlerim ışıldasa rüzgarın bana getirdiği kum tanelerini bulaşmış olan gözlerinin ışıltısıyla.
Duy beni buram buram öfke kokan kadın. Duy bu cümlelerimi ziyan olmadan kelimelerim sahiplen şarkılarımı. Uçan bir kelebek görsem düş kırıklıklarımdan çok düş edişlerim gelir buz tutmuş aklıma.
Senin de gelir mi aklına mutlu günlerin yada geçmişe gidermisin soğuğu göz kirpiklerinde hissettiğinde.
Bir mevsim daha beklerim ben seni sen gelirsin ümitsizliğiyle...
                                                               
                     Mehmet Hayri Yıldırım